Tülay Hatimoğulları: Savaş için kapı kapı dolaşacağınıza İmralı’nın kapısını çalın

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, AKP-MHP iktidarının savaş politikalarına dikkat çekerek, "Savaş için kapı kapı dolaşacağınıza İmralı’nın kapısını çalın" dedi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Silopiya’daki mitinge katıldı.

 Tülay Hatimoğulları, şu mesajları verdi:

"Sêvêler'i, Pakizeler'i, Fatmalar'ı, Taybet Ana'ları, Roboskî’de katledilen 33 canımızı saygıyla ve minnetle anıyorum. Onları asla unutmadık, unutmayacağız.
Belediye Eş Başkanlarımız Adalet Fidan ve Süleyman Şavluk yürüttükleri çalışmayla belediyecilik anlayışımızı ortaya koymuştur. (...) Silopi örneği üzerinden bir kez daha hatırlatmak istiyorum. DEM Parti Belediyesi şunları yaptı: Aylık su ücretini 9 TL olarak sabitledi haneler için. Şehir içi ulaşım 25 kuruş öğrenciler için, 50 kuruş kadınlar için. İnanın bu Türkiye’nin hiçbir yerinde yok. Saraydan çıkan belediyecilik anlayışında çalmak var, çırpmak var, yolsuzluk var, hırsızlık var ama öğrencilere ve kadınlara neredeyse bedava olan yol ücreti yok. Bunu işte biz başardık.

'KADIN ÇALIŞMALARINI YÜZDE 200 ARTIRDIK'

Yine Silopi Belediyemiz kadın çalışmalarını yüzde 200 oranda artırdı. Çok dilli eğitimle kreşler açtı. Kültür sanat merkezlerinde herkesin kendi kültürüyle ve anadiliyle çalışma yürütebileceği alanlar yarattı. Ekolojik mücadeleye çok önem veren bir parti olarak buralara 6 bin ağaç diktik. Her bir ağaç DEM Parti’dir, DEM neferidir. Ben bir Hataylı olarak, bir depremzede olarak, Silopi Belediyesinin yardımımıza nasıl geldiğini biliyorum. Silopi Belediyesinin Antakya’da kurduğu aş evini, Defne’de kurduğu aş evini biliyorum. Oradaki yurttaşlarımız adına, bütün depremzedeler adına Silopi’nin halkına ve belediyesine binlerce kez teşekkür ediyorum.

'HIRSIZLARI SUÇÜSTÜ YAKALAYACAĞIZ!'

Değerli Silopi halkı, Kurdistan’ın dört bir yanında AKP’nin oyunları devam ediyor, AKP’nin hile hurdayla seçim kazanma faaliyetleri devam ediyor. Ancak bizler bu kez hırsızların hepsini suçüstü yakalayacağız. Şırnak Merkez başta olmak üzere, Şırnak’ın birçok ilçesine kayyım seçmen gönderdiklerini biliyoruz. Bu kayyım seçmenlerin çoğu asker ve polis. Bunları boşa düşürmenin iki yolu var. Birinci yol; bize hiç oy vermemiş ailelerimizi tek tek ziyaret etmek ve neden DEM Parti’ye oy vermeleri gerektiğini anlatmak.

'OY KULLANMALARI İÇİN EŞİNİZİ DOSTUNUZU ARAYIN'

Oyu Silopi'de, Cizre'de, Şırnak’ta ya da herhangi bir ilçede olup şehir dışında yaşamak zorunda kalan işçi kardeşlerimiz, öğrenci kardeşlerimiz olabilir. İşte ikinci yol da telefon rehberimizi taramak ve nerede bir eş, dost, akraba varsa arayıp onların burada oy kullanmalarını istemeniz. Bunu sizden rica ediyoruz. Kendilerine en yakın DEM Parti il-ilçe binasına gitsinler ve isimlerini yazdırsınlar. Onları seçmen oldukları yerlere biz taşıyacağız. Onurlu Silopi halkı, onurlu Şırnak halkı, bu hırsızlara sandıkta ders vermeye hazır mıyız hep beraber?

SANDIKLARI KORUMA ÇAĞRISI

Sevgili gençler; Kürt halkının, bütün halkların umudu sizsiniz. Sizlerden de özel bir ricamız var. Sandık hırsızlarına, AKP’nin hilelerine karşı örgütlenerek sandık güvenliğini maksimum düzeyde sağlamaya hazır mı gençler? Sandıklarımızı gözümüz gibi koruyacak mıyız? İşte böyle gençler olduğu sürece hiç kimse halklara, Kürt halkına asla diz çöktüremeyecek. Bu meydandaki gençlere, kadınlara, halkımıza bakarak Saray bir kez daha bunların hepsini öğrenecek.

'AKP, YERİNE KAYYUM ATADIĞI KİŞİYİ ALIP ADAY YAPTI!'

Buradan bütün Türkiye halklarına şu bilgiyi paylaşmak istiyorum. Bu bilgiyi ilk kez buradan, Silopi’den paylaşıyoruz. Kürdün iradesini çalan, seçme ve seçilme hakkını elinden alan, her türlü irade hırsızlığı yapan bu kayyımcı anlayış ne yapmış biliyor musunuz? Hazro’da bizden belediye eş başkanı olan bir kişiyi yerine kayyum atadıktan sonra -tabii ki kayyum gerekçesi 'terörle iltisaklı olmak' - şimdi bir biçimde yanlarına çekmişler ve seçimde bu zat AKP’nin adayı olmuş. Yuh sana AKP!  AKP, Saray ve şürekası, işbirlikçileri resmen “ben varsam her şey mubah, ben yoksam her şey günah” diyorlar. Biz de onlara diyoruz ki; bir toplumda adalet varsa, özgürlük varsa, eşit kardeşlik varsa halklar için her şey o zaman mübah olur. Ve bizim halklarımız adına talebimiz budur.

'KENT YAŞAMINI İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜRDÜLER'

Ancak AKP günah işlemeye devam ediyor, hırsızlığa devam ediyor. Belediyelerde Kürt halkının iradesini tanımayıp atadığı kaymakam ve valilerle bizleri yönetmeye kalkarak en büyük hırsızlığı zaten yapıyor. Ama aynı zamanda belediyelerin kasalarını boşalttılar, hizmet yapmamakta ısrar ettiler. Kürt halkına yol, kaldırım, kanalizasyon yapmak ya da istihdam alanı yaratmak yerine kent yaşamını bir işkenceye dönüştürdüler. Bizler bu anlayışı, bu kayyımcı zihniyeti, bu zalimleri sandığa gömecek miyiz?  

'ERDOĞAN, AMED'DE KÜRT HALKINI NASIL KATLEDECEĞİNİ ANLATTI'

Kurdistan’ın kalbine gitti Erdoğan, dün Amed ve Batman’da miting gerçekleştirdi. Amed’de, “Bu kardeşinize oy vermediniz, biz de düşünüyoruz” diyor. Sen Amed’e gelip oy mu istiyorsun Erdoğan? Seçim propagandası olarak Amed’e gitmiş ve Irak’ta yaptıkları savaş zirvesini anlatıyor, Kürt halkını nasıl katledeceklerini anlatıyor, sınır ötesi operasyonları anlatıyor. Kürt’e “ben sana savaş vaat ediyorum ama sen bana oy vermiyorsun” dercesine aklını yitirmiş bunlar. Adeta aklını yitirmiş bunlar. Bunlarda sınır tanımayan Kürt düşmanlığı devam ediyor. Biz şu anda neredeyse sınıra sıfır bir noktadayız, Silopi’deyiz ve bu sınırdan biz bir kez daha diyoruz ki savaşa geçit vermeyeceğiz. Bizler onurlu bir barış için mücadele ettik. Kürt halkı onurlu bir barış için mücadele ediyor. Kürt halkı onurlu bir barış için bedel ödedi. En çok bedel ödeyen merkezlerden birindeyiz, Silopi’deyiz, Şırnak’tayız. Az mı bedel ödediniz, az mı gözyaşı döküldü? Az mı kan döküldü bu topraklarda? Artık yeter diyoruz, barış diyoruz, barış diyoruz, barış diyoruz.
DEM Parti 72 milletten herkese aynı nazardan bakan bir parti, kimsenin iradesine ipotek koymaz.

İMRALI TECRİDİ

Ama AKP’de ne var? Tek adam rejimi var. Bütün Türkiye’yi bir tek adama mahkum etmek istediler. Bütün Türkiye’yi, Saraydan tıpkı bir padişahlık sistemi gibi yönetmek istediler. Biz buna karşı çıktık, demokrasi dedik. Milyonlarca Kürt’ün iradesine kayyım atamak ipotek değil de nedir? Kobani Kumpas Davasında arkadaşlarımızı 37 kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılamak bir siyasi iradeye ipotek koymak değil de nedir? Kürt halkının barış talebini, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebini görmezden gelmek, İmralı tecridini sürdürmek halkın iradesine ipotek koymak değil de nedir Erdoğan? Buradan tecrit kalksın diyoruz hep beraber.
JİTEM’cilerle el ele verenler, Kürdistan belediyelerini nasıl alırız diye bakanlar, hırsızlar halkın iradesine ipotek koymuyor da ne yapıyorlar? Eş başkanlık sistemimize saldıranlar, kadınların katledilmesine göz yumanlar, İstanbul Sözleşmesini lağvedenler kadınların iradesine ipotek koymuyor da ne yapıyor? Sevgili kadınlar buradan bizim irademize ipotek koyan Saray zihniyetine, bu faşistlere, bu erkek egemen zihniyete karşı hep beraber “Jin Jiyan Azadi” diyelim mi?
Ekmeğine ipotek koyduğun halk seni sandığa gömecek Erdoğan!

'KÜRT SORUNU SEÇİME KURBAN EDİLEMEZ'

İstanbul’un, Çukurova’nın, Amed’in, Van’ın, Serhad’ın, Amed Bölgesinin tamamının Newroz ruhunun, coşkusunun Silopi’de olduğunu bir kez daha gördük. Teşekkür ediyoruz sizlere. Sağ olun var olun. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi ısrarımızı sürdürüyoruz. Ama bu asla ve asla seçime kurban edilecek sıradan bir talep değildir. Bizler seçimden önce de bu taleplerde bulunduk, mücadelesini verdik; seçimden sonra da bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Kürt halkının sorunlarının çözülmesi için, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi ve bu çözümün bir anayasal güvence altına alınması için bizler mücadele etmeye devam edeceğiz. Şimdi cezaevlerinde bu taleplerle açlık grevleri var.

'İMRALI'NIN KAPISINI ÇALIN'

Cezaevinde açlık grevinde bulunan siyasi rehinelerin, adalet nöbetindeki analarımızın taleplerine ortak olduğumuzu, tecridin kaldırılmasını ve Kürt sorununun barışçıl yollarla çözülmesini istediğimizi Silopi’den hep beraber alkış ve zılgıtlarımızla Saray’a duyuralım mı?

 Savaş için kapı kapı dolaşanlara, birçok bakanını savaş zirveleri için gönderenlere, Rojava’ya ve Irak Kurdistan’ına müdahale etmeye çalışanlara bunları asla kabul etmeyeceğimizi, burada sınırdan bir kez daha söylüyoruz. Ve diyoruz ki kapı kapı savaş için dolaşacağınıza İmralı’nın kapısını açın, barış ve diyalogun yolu oradan geçer. Barışı ve diyalogu milyonlarca Kürt talep ediyor. Kapı çalacaksınız o kapı İmralı’nın kapısıdır. Böylece savaşın maliyetinden kurtulalım. Kurdistan’ın dört bir yanını, Türkiye'nin dört bir yanını Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan ile beraber dolaştık. Gördük ki bu savaş biterse insanlar mutlu olacak. Tanka topa, İHA-SİHA’ya verilen paralarla Silopi’de, Kurdistan’da, Çukurova’da, Karadeniz’de yüzlerce hastane, yüzlerce fabrika yapılabilir. Türkiye halklarının ihtiyacı savaş ve çatışma değil demokrasi, barış, yatırım ve kalkınmadır. Halk ortak yaşamı nasıl geliştirebiliriz, bunun mücadelesini veriyor.

Buradan, Silopi’den bütün Türkiye halklarına sesleniyoruz: Barış için hepimiz elimizi taşın altına koyalım. Hep beraber barış için mücadele edelim. Demokratik bir cumhuriyeti inşa edelim. İkinci yüzyılda barışın sesini yükselecek.
Onurlu bir barış istiyoruz. Kürt sorunu çözülsün istiyoruz. 31 Mart seçimlerinde bu meydanda DEM ağacının altında DEM’li çaylarımızı içerek zaferimizi kutlayacak mıyız? Zaferimiz şimdiden mübarek olsun."